Yanlış Bilinen 13 Uzay Gerçeği
Yanlış Bilinen 13 Uzay Gerçeği
1. Uzayda elbisesiz kalırsanız havaya uçarsınız
Herhangi birine Güneşi çizmesini söylerseniz, muhtemelen eline hemen sarı bir kalem alacaktır. Küçüklüğümüzden beri hepimiz Güneşi sarı çizeriz ve bu bize son derece normal gelir. Normal, çünkü Güneşe baktığınızda sarı gibi görünür.
Ancak bu “normal” bize dünyanın atmosferinin bir oyunudur. Uzaydan çekilmiş bazı fotoğraflarda da Güneşi sarı gördüğünü söyleyenler olacaktır. Bu da doğrudur ama resimlerin üzerinde oynanmıştır. Detayları görebilmek için astronomlar resimleri biraz renklendirirler.
Ancak, gerçekte Güneşin rengi beyazdır. Yakınınızda bir astronot varsa sorabilirsiniz 🙂
Aslında Güneşi uzaydan görmeden de rengi tahmin edilebilir. Yıldızların rengi sıcaklıklarına bağlıdır. Nispeten soğuk yıldızlar kahverengi/kırmızıdır. Isındıkça renk değişir. Birkaç bin Kelvin sıcaklıktaki yıldızlar kırmızıdır. Spektrumun öbür tarafında ise 10,000 Kelvinden daha sıcak yıldızlar vardır ve bunlar da mavidir. 6000 Kelvinlik yüzey sıcaklığı olan Güneş ise bu spektrumun ortalarında yer alan, beyaz renkli bir yıldızdır.
Uzayda ses konusunu hemen hemen bütün filmler yanlış uygulamaktadır. Uzayda ses dalgalarının yol alabileceği hava ya da başka bir gaz yoktur. Yine 2001: Bir Uzay Macerası filmi, bu gerçeği doğru yakalayan çok az sayıda filmden biridir. Tüm zamanların en iyi bilimkurgu filmlerinden biri olan bu film, sırf bu yüzden bazı izleyicilere sıkıcı gelmiştir. Filmin pek çok sahnesinde tam bir sessizlik hakimdir (bazı sahnelerde giren Strauss’un Mavi Tuna’sını saymazsak).
Elbette evrenin başka yerlerinde ses olmaması diye bir şey sözkonusu değil. Atmosferi olan herhangi bir yere gittiğinizde sesler duyulacaktır. Ama örneğin Mars gibi az yoğun atmosferi olan yerlerde, sesler daha ince tonlarda duyulur.
6. Asteroid kuşağından geçmek mümkün değildir
Aslında “yerçekimi” dediğimizde dünyamızın bize uyguladığı kuvveti kastediyoruz. O yüzden, bundan sonra “çekim” olarak yazacağım. “Sıfır Çekim” terimi uzay ile ilgili bir konuşmada çok geçer. Sonuçta astronotların uzayda yüzer gibi hareket etmeleri sıfır çekim yüzünden değil mi? Aslında tam da öyle değil. Çekim gücü her yerde mevcuttur. Elbette uzaklığın karesi ile orantılı olarak azalır ama hiçbir zaman sıfır olmaz. Uzay istasyonlarında da her zaman bir “mikroçekim” vardır ama havada yüzmek için yeteri kadar azdır.
8. Yıldızlar arası kısa seyahatler
Işık hızını geçen (!) hızlarda seyahat edebilen Millennium Falcon (ya da diğer filmlerdeki gemiler) hyperdrive sistemi bozulunca, mecburen ışık hızının altında bir hızla diğer yıldız sistemine giderler. Hem de birkaç saatte!
Gerçek hiç de öyle değildir. Güneşe en yakın yıldız olan Proxima Centauri, 4.2 ışık yılı uzaklıktadır. Işık hızına çok yakın bir hızla bile gidilse, yolculuk en az 5 yıl sürecektir. Filmin süresi içinde 3-5 kere gidilebilecek bir yer değil yani…
9. Yaklaşan asteroidleri havaya uçurarak dünyayı kurtarma senaryoları
1998 yapımı Armageddon’u çoğunuz izlemişsinizdir. Yaklaşık olarak Türkiye büyüklüğünde bir asteroid dünyaya yaklaşmaktadır. Normalde petrol arama için kazılar yapan Bruce Willis ve arkadaşları, asteroide uçar, çeşitli maceralar sonunda gövdesinde bir delik delerek havaya uçururlar ve dünyayı kurtarırlar.
Gerçek bilim ise böyle işlemez. Filmde saymakla bitmeyecek kadar çok hata var ama, bazı temel problemler filmi bilim açısından berbat bir yere koyuyor.
İlk gariplik, bu büyüklükte bir asteroidin son dakikada farkedilmesidir. Şu anda sadece NASA bile binlerce asteroidi takip ediyor ve dünyaya tehlike yaratabilecek olanları çok önceden belirleyebilir.
İkinci büyük gariplik ise boyutlar. Bu filmde bahsedilen asteroidin boyutları uçtan uca 1400 km civarında. Bu büyüklükteki bir asteroidin üzerine 243 metrelik (filmde 800 feet deniyor) bir çukur kazıp, burada bir nükleer bomba patlatmak, asteroid üzerinde bir çizik oluşturmaktan farklı olmayacaktır. Filme göre ise asteroid parçalara ayrılıyor.
Film o kadar yanlışlarla dolu ki, NASA içi eğitimlerde işe yeni girenlere seyrettirilip, içindeki 168 bilimsel hatayı bulmaları isteniyor.
10. Tek tip gezegenler
Bu da yine Star Wars filmlerinde çok yapılan bir yanlış. Bu filmlerde pekçok gezegenin ekosistemi bütün gezegen için aynıdır. Örneğin bir gezegen tamamen kar ile kaplıyken, bir diğeri tamamen çöldür.
Oysa bir gezegende canlılar yaşıyorsa, o gezegende dengeli ve karmaşık bir ekosistem olması zorunludur (dünyamıza bakınız). Aynı olması gerekmez ama örneğin dünyamız gibi kutupları buz, orta kısmı yaşama ve ekilmeye uygun topraklar barındıran bir gezegende bu denge sağlanabilmektedir. Her tarafı çöl, her tarafı kar-buz olan bir gezegende canlıların hayatta kalması çok zordur.
Ayrıca, her ne hikmetse tüm bu farklı gezegenlerdeki canlıların anatomisi insanlara çok benzemektedir. Birkaç makyaj hilesi ile farklı “ırklar” yaratılmaktadır. Aslında birbirinden bu kadar uzak gezegenlerdeki canlılar da birbirlerinden çok farklı olmalıdır.
11. Uzaydaki patlamalar
Hemen hemen tüm bilimkurgu filmleri bu hatayı yapar. Uzayda oksijen olmadığı ve alevler de oksijene ihtiyaç duyduğu için, bu filmlerde görülen patlamalar, alev topları vs. aslında tamamen hatalıdır.
Einstein’ın Özel Görelilik Kuramına göre bir cismi ışık hızına yaklaşan bir hızda hareket ettirebilmek için çok yüksek bir enerji gerekir. Işık hızı ile gitmek için ise teorik olarak sonsuz enerji gereklidir. Yani özetlersek ışıktan hızlı seyahat mümkün değildir. Filmlerdeki gibi, birkaç saatte bir yıldız sisteminden başka bir yıldız sistemine geçmek ancak filmlerde olur!
13. Yapay yerçekimleri
Pekçok bilimkurgu filminde, hangi uzay gemisine konuk olursanız olun, yerçekimi hep dünyadaki gibidir. Uzayın neresine giderseniz gidin, yerçekimi sabittir! Elbette bu hiç de mümkün değil. Bu gerçeği yakalayan nadir filmlerden biri tabii ki yine 2001: Bir Uzay Macerası filmi. Alttaki resimde, geminin kendi etrafında dönen bir platform sayesinde çekim oluşturması ve burada koşu yapan astronot görüntüleniyor.
Merkezkaç kuvvetle yapay bir çekim oluşturmadığınız sürece, uzay gemilerinde her şey ortalıkta yüzecektir. Ama bunu gel de film yapımcılarına anlat…
Yanlış Bilinen 13 Uzay Gerçeği yazısı ilk önce Teknoloji Dolabı üzerinde ortaya çıktı.